Ceza Hukuku

Konya’nın en iyi ceza avukatı sloganlarına itibar etmeden Ceza Hukuku alanındaki soru ve taleplerinizle ilgili bir de büromuzda alanında uzman avukatlarımızla görüşmenizi tavsiye ederiz. Hayatın olağan akışı içerisinde veya vuku bulan olağandışı olaylar neticesinde toplum içerisinde yaşayan her birey bir şekilde suçun mağduru olabilmekte yahut suçun işlenmesinde bir şekilde şüpheli durumuna düşebilmekte. Ceza Hukuku, doğurduğu sonuçlar açısından telafisi en güç alandır şüphesiz. İnsanın özgürlüğünün haksız yere kısıtlanmaması ve suçlunun cezalandırılması toplum vicdanını derinden etkileyen noktalar oldukları gibi hukukun da temel ilkeleridir. Toplum ve bireylerin huzur ve güvenliğinin sağlanması, bireyin malvarlığı, vücut bütünlüğü, yaşama hakkı, şeref ve haysiyeti ile kamu vicdan ve güvenliği Ceza Hukuku’nun etkinlik alanında olduğu gibi devletin güvenliği ve birliği de yine Ceza Hukuku’yla korunmaktadır. Tüm bu noktalar ceza hukukunun hassasiyet ve inceliğini arttırırken konu ve kapsamındaki genişlik de Ceza Avukatlığı ve Ağır Ceza Avukatlığı için uzmanlığı ileri bir noktaya taşımaktadır. Kısaca Ceza Davaları ve mağdur ile şüpheli açısından yaşanacak olan cezai süreç hakkında bilgi vermek gerekirse:

Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre kanunun suç saymadığı hiçbir fiil sebebiyle kimseye ceza verilemez ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Suçlar ve bu suçlara karşılık gelen cezalar kanunda düzenlenmiştir. Suçun oluşması fiilin kast ile işlenmesine bağlıdır. Kast, suçun ve niteliklerinin bilerek işlenmesidir. Taksirle işlenen suçlar ise, kişinin fiili işlerken üzerine düşen dikkat ve özen yükümlüğünü yerine getirmemesi dolasıyla suç oluşmasıdır.

İşlenen ve kanun gereği suç oluşturan fiillerin cezalandırılmasında, verilecek cezayı azaltan veya ortadan kaldıran bazı sebepler vardır. Bunlar:

-Meşru Savunma: Kişinin, kendisine veya başkasına ait bir hakka yönelik, gerçekleşen, gerçekleşmekte olan veya tekrarı muhakkak bir saldırıyı, söz konusu saldırıya denk bir fiille engellenmesidir. Meşru savunmaya konu fiil, orantı ve denklik korunduğu sürece cezalandırılmaz.

-Zorunluluk Hali: Kişinin, kendisine veya başkasına ait bir hakka yönelik, kendisinin bilerek sebep olmadığı bir saldırı veya tehlike nedeniyle, bu tehlike veya saldırıyı defetmek amacıyla, tehlikeyle orantılı bir biçimde bir başkasının malına zarar vermek zorunda kalmasıdır. Zorunluluk halinde orantı korunduğu sürece kişiye ceza verilmez.

-Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası: Bir kişinin, kanun, tüzük veya yönetmelikten kaynaklanan bir hakkını kullanması suç oluşturmaz ve dolayısıyla cezalandırılamaz. Yine bir kimsenin, üzerinde mutlakça tasarruf edebileceği haklarına yönelik fiiller, kişinin bu file gösterdiği rıza çerçevesinde kaldığı sürece cezalandırılmaz.

 -Cebir ve Şiddet, Korkutma ve Tehdit: Bir filin, karşı koyulamayacak veya kurtulunamayacak derecede cebir veya şiddet ya da kesin ve ağır bir tehdit altında işlenmesi halinde fiili işleyen kişiye ceza verilmez. Bu durumlarda fiilden sorumlu kişi cebir, şiddet, tehdit veya korkutmada bulunan kişi olduğundan o kişi cezalandırılır.

-Haksız Tahrik: Haksız bir fiil nedeniyle meydana gelen hiddet ve yoğun elem altında işlenen fiillere verilecek cezada kanunda belirtilen oranda indirileme gidilir.

-Yaş Küçüklüğü: Fiil işlendiği sırada on iki yaşını doldurmamış çocukların cezai sorumluluğu yoktur. Bu çocuklar hakkında kovuşturma yapılamaz ancak güvenlik tedbirine hükmedilebilir.

  -Akıl Hastalığı: Etkisinde olduğu akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan ve fiille ilgili davranışlarını yönlendiremeyen kişiye ceza verilmez ancak hakkında güvenlik tedbiri uygulanabilir.

-Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma: Kişinin, işlediği bir fiili geçici bir neden veya alkol ya da uyuşturucu madde altında işlediği durumlarda ceza verilmez. İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde durumları buna dâhil değildir.

Ceza yargılaması suç şüphesinin oluşmasıyla başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar devam eder. Bu süreçte yaşanan gerek soruşturma evresi gerekse kovuşturma evresinde ceza avukatının rolü büyüktür. Soruşturma evresi suç şüphesinin oluşmasıyla başlayıp iddianamenin kabulüne kadar devam eder. Cumhuriyet Savcısı, şikâyet üzerine veya kendiliğinden, yeterli suç şüphesinin oluşmasıyla soruşturma aşamasını başlatır. Ulaştığı sonuca göre suçun oluştuğuna kanaat getirmesi halinde hazırladığı iddianamenin de kabul edilmesiyle soruşturma aşaması sona erip kovuşturma aşamasına geçilir. Soruşturma aşaması ve bu aşamada gerçekleşen ifade alma, arama, el koyma, dinleme, kayda alma, delil toplama, gözlem altına alma, vücut muayenesi, yakalama, gözaltı, tutukluluk ve adli kontrol halleri gibi soruşturma işlemlerinin sağlıklı yürütülmesinde ileride telafisi güç veya gerçeğe aykırı sonuçlar doğması açısından da ceza avukatının etkisi yadsınamaz ölçüdedir.

Ceza yargılamasının sonraki aşaması ise kovuşturma evresidir. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin kabulüyle kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresine geçilir. İlk derece mahkemesinin verdiği kararın ardından istinaf ve temyiz aşamalarının da tamamlanmasıyla hüküm kesinleşir ve kovuşturma evresi sona erer.

-Uluslar Arası Suçlar:

Soykırım

İnsanlığa karşı suçlar

Göçmen kaçakçılığı

İnsan Ticareti

-Kişilere Karşı Suçlar:

Kasten Öldürme Suçu

İntihara Yönlendirme

Taksirle Öldürme

-Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar:

Kasten Yaralama

Taksirle yaralama

İnsan Üzerinde Deney

Organ veya Doku Ticareti

-İşkence ve Eziyet

-Koruma, Gözetim, Yardım ve Bildirim Yükümlülüğünün İhlali

-Çocuk Düşürme, Çocuk Düşürtme ve Kısırlaştırma

-Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar:

Cinsel Saldırı

Çocukların cinsel istismarı

Reşit olmayanla Cinsel İlişki

Cinsel Taciz

-Hürriyete Karşı Suçlar:

Tehdit

Şantaj

Cebir

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma

Konut Dokunulmazlığı

Kişinin Huzur ve Sükunetinin Bozulması

-Şerefe Karşı Suçlar:

Hakaret

-Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar:

Haberleşmenin gizliliğini ihlal

Kişinin arasındaki Konuşmalarının dinlenmesi ve kayda alınması

Özel hayatın gizliliğini ihlal

Kişisel verilerin kaydedilmesi

-Malvarlığına Karşı Suçlar

Hırsızlık

Yağma

 Mala Zarar Verme

Güveni Kötüye Kullanma

Dolandırıcılık

Hileli İflas

Karşılıksız Yararlanma

-Kamu Güvenliğine Karşı Suçlar:

Parada Sahtecilik

Resmi Belgede Sahtecilik

Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar

İhaleye Fesat Karıştırma

-Bilişim Alanında Suçlar

Bilişim sistemine Girme

Banka veya Kredi Kartlarını Kötüye Kullanma

-Millete ve Devlete Karşı Suçlar

Zimmet

İrtikâp

Rüşvet

Görevi Kötüye Kullanma

Soruşturma aşamasının sağlıklı işleyebilmesi, delillerin yok olmaması veya şüphelilere ulaşım imkânının kaybolmaması için bu evrede birtakım koruma tedbirleri alınmaktadır. Yakalamanın şartlarının oluşması halinde kolluk görevlilerince yakalanan kişinin Cumhuriyet Savcılığı tarafından bırakılmaması durumunda soruşturmanın tamamlanması amacıyla şüpheli hakkında gözaltına alma kararı verilebilir. Gözaltı süresi yakalama anından itibaren 24 saattir. Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.

Tutuklamanın gerçekleşebilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösterir delillerin ve şüpheli veya sanığın kaçma tehlikesinin olması, delilleri yok etme veya değiştirme ya da suçla ilintili kişilerden herhangi biri üzerinde baskı kurma gibi nedenlerden birinin olması halinde tutuklama kararı verilir. Kanunda belirtilen suçların işlendiği yönünde kuvvetli şüphe oluşmuşsa tutuklama kararı verilmesi için neden olduğu varsayılır. Tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen suçlarda en çok bir yıldır. Uzatılması zorunlu durumlarda 6 ay daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suç tiplerinde ise en çok 2 yıldır. Uzatılması zorunlu hallerde en çok 3 yıl, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda en çok 5 yıl daha uzatılabilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması – HAGB (CMK 231. Md.)

Hakkında daha önce mahkumiyet kararı verilmemiş sanığın, tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılması halinde, belirli suçlardan yargılanmaması durumunda verilen HAGB kararı sanık için adeta ikinci bir şanstır. Sanığın işlediği suça karşılık verilen hüküm bu kararla infaz edilmez. % yıl boyunca başka bir suç işlememesi halinde ise hiç suç işlememiş kabul edilir. Cezanın ertelenmesinden farklı olarak HAGB bir infaz şekli değildir. Denetim süresi içinde hakkında HAGB kararı verilen sanığın yeniden suç işlemesi halinde ise açıklanması geri bırakılan hüküm aynen açıklanarak infaz aşamasına geçilir.

Cezanın Ertelenmesi (TCK 51. Md.)

Daha önce kasten bir suç işlememiş olan ve bir daha suç işlemeyeceğine ilişkin kanaat oluşturan sanık, işlediği suç nedeniyle oluşan zararı gidermişse, mahkumiyet kararın infazının ertelenmesine karar verilir. Bu süreçte denetim altında tutulan sanık, kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirmelidir. Bu sebeple cezanın ertelenmesi bir infaz türüdür. Denetim süresi 1 yıldan az olamayacağı 3 yıldan da fazla olamaz. Denetim süresi içinde yeniden suç işleyen veya kendisine yüklenen yükümlülükleri gerektiği gibi yerine getirmeyen sanığın asıl hükmünün infazına geçilir.

Ceza Hukukunun, toplumsal yaşamın ve hayatın kaçınılmaz unsurlarından biri olması, bireysel ve toplumsal huzuru, güvenliği ve hakları gözetmesi, doğurduğu sonuçların etkisinin büyüklüğü ve etkinlik alanının genişliği ceza ve özellikle ağır ceza avukatlığının bilgi birikimi, tecrübe, titiz çalışma ve uzmanlığını gerektirmektedir. Sonuç olarak sizin de hukuki sürecinizi Konya Ceza Avukatları ve Konya Ağır Ceza Avukatları içerisinde kaliteli hizmet alabileceğiniz bir hukuk bürosuyla yürütmenizde fayda vardır.  Daha detaylı bilgi için lütfen büromuzla iletişime geçiniz.